top of page

Avrupa Şeker Pancarı Sektörü: Bir Vizyon Çalışması ve Türkiye Açısından Çıkarımlar

Avrupa Şeker Pancarları Üreticileri Konfederasyonu (CIBE), 2025 yılının başında “Avrupa İçin Stratejik Bir Varlık Olan Şeker Pancarı ve Tarım Vizyonu” başlıklı bir vizyon belgesi ortaya koydu. Avrupa’daki şeker pancarı sektörünü inceleyen sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerine yer veren bu belgeden öne çıkan notlar bu yazımızda özetlenmektedir.

Avrupa Şeker Pancarı Sektörü: Bir Vizyon Çalışması ve Türkiye Açısından Çıkarımlar

Avrupa’nın şeker pancarı sektörü, tarım ve endüstri arasındaki güçlü işbirliğiyle sürdürülebilirlik ve inovasyon açısından öncü bir rol üstlenmektedir. Şeker pancarı sadece bir gıda kaynağı değil; aynı zamanda yenilenebilir enerji, hayvan yemi ve yeşil kimya ürünleri gibi çok çeşitli alanlarda değer yaratan bir stratejik tarım ürünüdür. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında sektör, fosil yakıtlara dayalı ekonomiden biyolojik bazlı bir ekonomiye geçişte kilit bir aktör olarak konumlanmıştır.
Şeker pancarı üretimi, çevreye duyarlı bir şekilde tüm yan ürünlerin değerlendirildiği bir döngüsel ekonomi modeliyle çalışmaktadır. Şeker fabrikaları, biyoyakıt (etanol ve biyogaz) üretiminden inşaat ve ilaç sektöründe kullanılan ürünlere kadar birçok alana katkı sağlayan entegre biyorefineriler olarak işlev görmektedir. Bu sistem, Avrupa’nın gıda egemenliği ve enerji bağımsızlığı hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Avrupa’nın şeker pancarı üreticileri, son yıllarda ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Üretim maliyetlerinin artması, iklim değişikliği etkileri ve ticaret politikalarının olumsuz sonuçları sektörün sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.
CIBE, yeni politikalar geliştirilmesinin ve somut adımlar atılmasının gerekliği olduğunu düşündüğü alanlar ile ilgili “Beş Öncelik” belirlemiştir.
1. Tarımsal Üretim, Rekabet Gücü ve Verimlilik Artışları İçin Araçlar
CIBE, AB’ye seslenerek bitki koruma araçlarının alternatif çözümler üretilmeden yasaklanmasının durdurulmasını talep etmektedir. 2018 yılı ve sonrasındaki süreçte, Avrupalı şeker pancarı üreticilerinin bitki koruma aracı olarak kullandıkları 35 farklı aktif maddeyi kaybettiklerini vurgulamaktadır.
Öneri kısmında, çiftçilerin ürünlerini etkili ve sürdürülebilir bir şekilde korumalarına yardımcı olacak yeni yöntem ve stratejilerin uygulamalı araştırma ve geliştirilmesine yönelik finansmanı daha fazla desteklemek ve yeni araç ve ekipmanlara yatırımı desteklemek gerektiğini belirtiyor. CIBE, Horizon Europe finansman programlarının ve çağrılarının yetiştiricilerin acil ihtiyaçlarına cevap vermediğini ve teknik enstitüleri ve kuruluşları için kolay erişilebilir olmadığını dile getirmektedir.
CIBE’nin bu başlık altındaki ikinci vurgusu ise dijitalleşme ve hassas tarıma yapılacak yatırım destekleri ile ilgili. CIBE, yeşil dönüşümün ve iklim değişikliğine uyumun sağlanması için yetiştiricilerin hassas tarım yatırımlarına yönelik yeterli desteklerin sağlanması gerektiğini belirtmektedir.
Bu başlık altında CIBE, “Yeni Genomik Teknikler” için gerekli yasal düzenlemelerin hızlıca yapılmasını ve bu alandaki araştırma ve inovasyon çalışmalarının bilimsel temelli politikalarla desteklenmesini önermektedir. CIBE, Avrupa Komisyonu tarafından Yeni Genomik Teknikler ile ilgili sunulan önerinin Avrupa’daki kuruluşlar tarafından hızlı bir aksiyonla kabul edilmesi gerektiğine inanmaktadır.

2. AB Çiftçilerini Haksız Rekabetten Korumak
AB Komisyonu'nun çifte standart uygulamaları, AB’de şeker pancarı üretiminde kullanılan birçok aktif maddenin hızla yasaklanmasına yol açarken, aynı maddelerin kullanıldığı ürünlerin büyük ölçekte ithalatına göz yummaktadır. AB, ithal ürünlerde maksimum kalıntı seviyeleriyle tüketici sağlığını korumaya çalışsa da şeker üreten ve ihraç eden üçüncü ülkelerde çevre ve insan sağlığını koruyacak önlemler alınmamaktadır.
Bu durum, çevre ve insan sağlığının küresel bir sorun olduğu gerçeğiyle çelişmektedir. AB'nin Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) doğrultusunda küresel standartlar belirleme sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, 2020 yılında açıklanan "Çiftlikten Çatala" stratejisi kapsamında sürdürülebilir tarım sistemlerine geçişe destek vaat edilmesine rağmen somut ilerlemeler sınırlıdır.
2022'de Montreal'deki COP15'te tehlikeli kimyasalların risklerini azaltmaya yönelik verilen küresel taahhütler doğrultusunda, Avrupa şeker pancarı üreticileri, hükümetler ve kurumlara düzenleyici çerçevelerin uyumlu hale getirilmesi çağrısında bulunmaktadır. En tehlikeli aktif maddelerin yasaklanması, insan sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevrenin her yerde korunması için etkili ve uzlaşmaya dayalı bir şekilde uygulanmalıdır.
CIBE, yukarıda sayılan konular ile ilgili somut adım beklentilerini maddeler halinde sıralamaktadır:
• AB'nin şeker üzerindeki mevcut ithalat tarifelerinin sürdürülmesi gerekmektedir.
• AB ve ana ticaret ortakları arasındaki üretim yöntemlerine ilişkin mevcut mevzuat farklılıklarının bir envanteri hazırlanmalıdır.
• AB'nin azalan verimliliği nedeniyle AB'nin “üretim kaçağı” riskinin ele alınması gerekmektedir. AB standartları ile rakip şeker üreticisi ülkeler arasındaki fark Avrupalı üreticiler için sürdürülemez hale gelmektedir ve bu farkın telafi edilmesi gerekmektedir.
• AB pazarına şeker ihraç eden ticari ortakların üretim standartlarının, özellikle mevcut ve gelecekteki ikili anlaşmalar bağlamında, bitki koruma ürünlerinin kullanımına ilişkin Avrupa kurallarına uymak için “ayna hükümler” getirilerek uyumlaştırılması sağlanmalıdır.
• Bu standartların uygulanması, aynı izlenebilirlik araçlarına sahip olmayan bu ülkelerdeki tarımsal üretim sahaları ve tarımsal gıda zincirleri üzerinde kontrolleri içerecektir.
• Şeker kamışının yeni AB Ormansızlaşma Yönetmeliği ile ilgili ürünler listesine dahil edilmesi beklenmektedir.
CIBE, özellikle Mercosur, Avustralya ve Hindistan'a yönelik olmak üzere AB şeker pazarına erişim imtiyazlarının devam etmesine karşıdır. Bu tutum, çeşitli raporlarda, Avrupa Komisyonu tarafından yaptırılan sürdürülebilir etki değerlendirmelerinde ve Avrupa Parlamentosu kararlarında gösterildiği üzere, bu ülkelerle adil rekabet koşullarının tesis edilmediği gerçeğine dayanmaktadır.

3. Ukrayna İle AB Arasında İstı̇krarlı Tarımsal Ticari İlişkiler ve AB Ortak Tarım Politikası Vizyonuna İyi Bir Entegrasyon İçin Uzun Vadeli Düzenlemelerin Sağlanması
AB'nin Ukrayna'dan şeker ithalatı, 2021'deki 20.070 ton seviyesinden 2022/23 döneminde 406.777 tona, 2023/24'te ise 500.000 tonun üzerine çıkarak hızla artmıştır. Bu artış, düzensiz ve sahte ticaretin de yaşanmasına yol açmış, ticari ilişkileri olumsuz etkilemiştir. CIBE, Ukrayna ile dayanışmasını sürdürürken, hem Ukrayna hem de AB tarım sektörlerinin çıkarlarını gözeten yapıcı önlemler çağrısında bulunmuştur. 2024-2025 döneminde uygulamaya alınan otomatik koruma tedbiri memnuniyetle karşılanmakla birlikte, bu düzenlemenin uzun vadeli ticaret politikaları için model olmaması gerektiği vurgulanmaktadır. AB-Ukrayna Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Alanı (DCFTA) anlaşmasının gözden geçirilmesi, hem AB şeker sektörünü koruyacak sınırları muhafaza etmeli hem de Ukrayna'nın ihracat kanallarını yeniden yapılandırmasını sağlamalıdır.
CIBE’nin bu başlık altındaki önerileri
• AB, Ukrayna'dan şeker ithalatında mevcut 20.070 tonluk tarife kotasını koruyarak piyasa dengesizliklerini önlemelidir.
• AB pazarına erişim, tarım ve çevre standartlarına (örneğin, bitki sağlığı ürünleri, genetiği değiştirilmiş organizmalar ve Entegre Zararlı Yönetimi ilkeleri) uyum şartına bağlanmalı ve bu standartlar işçi haklarını da kapsayacak şekilde titizlikle denetlenmelidir.
• İthalatta "ilk gelen alır" prensibi korunmalı, ihracat lisansları yalnızca onaylanmış Ukraynalı üreticilere verilmelidir. Ayrıca, şeker ürünlerinin menşe kuralları sıkı tutulmalı ve rafine şeker menşe kazanamamalıdır.

4. Piyasa Bozulmalarına Karşı Uzun Vadeli Dayanıklılığı Sağlama
2017-2021 krizinin ardından AB şeker pancarı sektörü, risk yönetim araçlarının güçlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. 2019'da Yüksek Düzeyli Grup (HLG) raporu, AB çiftçilerinin küresel piyasalara maruz kalmasının artması ve yeni risklerle karşılaşması nedeniyle risk yönetim sistemlerinin geliştirilmesini önermiştir. Brezilya, Hindistan ve Tayland gibi ülkeler şeker kamışı üretiminde lider konumlarını güçlendirmiş ve biyoyakıt gibi gıda dışı alanlarda yoğun sübvansiyonlarla sektörlerini desteklemiştir. Küresel şeker talebindeki artış bu ülkelere bağımlılığı artırırken, yeni jeopolitik sorunlar da piyasaları olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, AB Ortak Tarım Politikası (CAP) ve uygun bütçe düzenlemeleri, AB piyasalarının istikrarını sağlamak ve değer zincirinde adil paylaşımı temin etmek için kritik bir role sahiptir.

5. Çiftçiler İçin Adil Gelir Garantisi
AB şeker pancarı üreticileri için düzgün işleyen bir tedarik zinciri büyük önem taşımaktadır. Şeker pancarlarının yaklaşık yarısı kooperatifler aracılığıyla satılırken, diğer yarısı özel sözleşmelerle pazara sunulmaktadır. AB şeker pancarı sektöründeki sözleşme modeli kritik bir rol oynamaktadır. CIBE, çiftçilerin pazara uyum sağlayabilmesi için şunların gerekli olduğunu vurgulamaktadır:
• Şeker pancarı alım ve teslim koşullarında dengeli pazarlık gücü,
• Sözleşmelerdeki esneklik eksikliklerinin giderilmesi,
• Piyasa gelişmelerine daha iyi uyum sağlanması,
• Yeterli piyasa bilgisi ve şeffaflık sağlanması,
• Şeker pancarı posasının biyoyakıt olarak değerlendirilmesi ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gibi unsurlarda adil bir değerleme yapılması.
Çiftçilerin düşük karbon, çevre dostu ve biyoçeşitlilikle uyumlu uygulamalarla çevresel sürdürülebilirliği artırmaları, kaybolmaması gereken bir katkıdır. Çiftçilerin bu çabaları için ödüllendirilmesi büyük önem taşımaktadır. CIBE, düşük karbonlu tarımın gelişimini ve bunu uygulayan çiftçilerin ödüllendirilmesini desteklemektedir.
AB Parlamentosu ve Konseyi arasındaki karbon kaldırma teknolojileri ve sürdürülebilir karbon tarımı çözümlerinin geliştirilmesine yönelik ilk AB genelindeki gönüllü çerçeve anlaşması CIBE tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. CIBE, çiftçilerin yenilikçi uygulamalarını değerlemesi için aktif bir şekilde veri yönetimi ve koordinasyonunda yer almasının gerektiğini vurgulamaktadır. Karbon tarımının yeni bir zorunluluk haline gelmemesi, ancak çiftçilerin gelirini tamamlayan bir çevresel hizmet olarak ödüllendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Sonuç olarak,
Avrupa'nın şeker pancarı sektörü, hem iç hem de dış zorluklarla mücadele etmektedir. CIBE'nin raporu, sektörün geleceği için önemli bir yol haritası sunmakta ancak, bu önerilerin hayata geçirilmesi için Avrupa Birliği ve üye ülkelerin ortak bir çaba göstermesi gerekmektedir. CIBE raporunda yer alan bulgular, Türkiye'deki şeker pancarı sektörü için de önemli dersler içermektedir. Özellikle AB'nin tarımsal destek politikalarında bir çiftçi kuruluşu olan CIBE’nin etkileri, çiftçilere yönelik destek mekanizmaları ve ticaret anlaşmaları konusundaki deneyimleri, ülkemiz için yol gösterici olabilir. Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerine karşı dirençli çeşitlerin geliştirilmesi ve sulama gibi konularda da yatırımların artırılması son derece önemlidir. Şeker pancarının biyoyakıt, hayvan yemi ve endüstriyel kullanım alanlarının geliştirilmesi, çevresel sürdürülebilirlik ve tarımsal gelirler açısından faydalı olabilir. PANKOBİRLİK ve TÜRKŞEKER, hassas tarım teknolojileri, dijitalleşme ve yenilikçi genomik tekniklerin kullanımını teşvik ederek üreticilere destek sağlayabilir. Ayrıca, karbon tarımı gibi çevreye duyarlı uygulamalar, çiftçilerin gelirlerini destekleyici bir araç olarak ele alınabilir. CIBE tarafından hazırlanmış olan bu Vizyon raporu, Türkiye'deki sektör paydaşlarına, sektörün geleceği için uzun vadeli stratejiler geliştirmede önemli bir kaynak sunmaktadır.

©2022 by Kırkyol.

bottom of page